Tuz Obeziteye Sebep Oluyor
Şifa Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cirit, halkı tuz konusunda uyardı.
İzmir’deki sağlık muhabirleriyle biraraya gelen Prof. Dr. Cirit, tuz konudaki güncel araştırmaların sonuçlarını aktararak,Türkiye'nin yüksek tuz tüketimi sebebiyle karşı karşıya bulunduğu tehlikeye dikkat çekti.
Tuzun
sadece tansiyonu yükselttiği şeklinde bir algı bulunduğunu belirten
Cirit, zararlarının bununla sınırlı olmadığını söyledi.
İştah
açarak dolaylı yolla obeziteye de sebep olduğunu, kalp kasını büyüttüğü
ve yüksek tansiyona yol açtığını, buna bağlı olarak beyin kanaması ve
inme görülebildiğini anlattı.
Fazla
tuzun ayrıca astım krizlerini sıklaştırdığını, mide kanseri riskini
yükselttiğini ve kemik erimesine sebep olduğunu söyledi.
Bütün bu zararları dolayısıyla sağlık camiasında
tuzun "sessiz katil" olarak tanımlandığını belirterek, “Türkiye’de kişi
başına düşen günlük tuz tüketimi ortalama 19 gram.
Standart
sapmalar dikkate alındığında bu, kimileri için 27 grama kadar çıkıyor.
Oysa tüketilebilir tuz miktarı, günlük 6 gram kadardır.
Sofraya
gelen bu tuzu sadece yetişkinler değil, 3 yaşındaki, 10 yaşındaki, 15
yaşındaki çocuklarımız da yiyor.” diye konuştu. Davetlerde ikram edilen
tuzlu bir yiyeceğin kişinin tuz dengesini bozduğunu da vurgulayan
Mustafa Cirit, vücudun fazla tuzu ancak beş altı günde atabildiğini
kaydetti.
EKMEKTEKİ TUZA DA DİKKAT
Sağlık
Bakanlığı’nın büyük mücadeleler sonucu tuz oranını aşağı çekmesine
rağmen ekmekteki oranın hâlâ çok yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr.
Cirit, “Ekmekteki tuz çok önemli.
Tuzsuz
ekmek üreten fırınların sayısını arttırmamız lazım. Ambalajlı
gıdalarda, ambalaj üzerinde tuz miktarını yazan firmaları tercih edelim.
Mümkünse tuzsuz ekmek alalım, çünkü 1 litre deniz suyunda 1 gram tuz
varken bizim ekmekte 1,5 gram var.
Araştırmalar
gösteriyor ki İngiltere’de tuz tüketimi düşürülerek inmeler yüzde 22,
kalp krizleri yüzde 16 azaltılabilmiştir. Bugün Türkiye olarak tuz
tüketimimiz, bazı Avrupa ülkelerinin iki katı düzeyinde.
O
yüzden ülkemizde anjiyo olan hasta yaşı düşüyor. Bu hastalıklar
çocukluktan geliyor. 0-6 yaş arası çocuklarımız, günde en fazla 1 gram
tuz almalı. 11 ve üstü çocukların ise günlük tuz tüketimi 6 gramı
aşmamalı. Sofralarımızda kesinlikle tuzluk olmamalı. Kendimizi
düşünmüyorsak, çocuklarımızı düşünelim.” dedi.
TUZ KONTROLU, İLAÇ KADAR ETKİLİ
Tuzun
kan basıncı üzerindeki olumsuz etkisi konusunda dünyada yapılan
bilimsel araştırmalardan örnekler de veren Prof. Dr. Mustafa Cirit,
çocukluğunda tuzlu beslenen kişilerin, bir süre sonra azaltsa dahi
etkisinden yıllarca kurtulamadığını söyledi.
Tuzun
doğrudan kan basıncı üzerinde etkili olduğunu, kan basıncına bağlı
hastalıklarınsa dünyadaki ölümlerin birinci sebebi olduğunu vurgulayan
Cirit, şunları kaydetti:
“Tuz
kısıtlaması, kan basıncının kontrol altına alınmasında ilaç kullanımı
kadar önemlidir. 2009 Dünya Hipertansiyon Günü'nün sloganı,
'Hipertansiyon ve Tuz: Sessiz İki Katil' şeklindeydi.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder