Vücutta Enfeksiyon Belirtileri
Sepsis
Sepsis vücudun bir enfeksiyona “aşırı-reaksiyon” gösterdiği kompleks bir hastalıktır.
Normalde vücudun enfeksiyona verdiği yanıtta enfeksiyon bölgesi hedeflenir. Sepsiste, immün sistem enfeksiyonla savaşmak için zincir reaksiyon başlatır. Vücudun yanıtı, enfeksiyon bölgesinde lokalize olmak yerine tüm vücutta semptomların oluşmasına neden olur (bu durum sistemik yanıt olarak da adlandırılır). Bu sistemik yanıtın sonucunda, sepsisli hastada genelde ateş, normalden hızlı kalp atımı ve normalden hızlı nefes alma görülür. Sepsisli hastaların kanında “mikroplar” bulunabileceğinden, doktorlar ve hemşireler bazen bu durumu “kan zehirlenmesi” veya “kan enfeksiyonu” olarak da adlandırırlar. Birinin sepsis geliştirip geliştirmediğini söylemek her zaman mümkün olmayabilir fakat hastanede hastalığın tespitine yönelik testler gerçekleştirilebilir.
Bazı hastalarda, enfeksiyona verilen yanıt kontrolden çıkarak, vücudun denge durumunu bozabilir ve bir veya daha fazla hayati organa zarar verebilir (kalp, akciğerler, böbrekler veya karaciğer). Bu sistemik yanıt veya enfeksiyona verilen “aşırı-reaksiyon” sonucunda oluşan organ hasarına ağır sepsis adı verilir ve genellikle başlangıçtaki enfeksiyonun kendisinden daha tehlikelidir. Sepsis çok hızlı bir şekilde, bazen birkaç saat içinde ağır sepsise dönüşebilir. Ağır sepsis gelişen hastaların %33-%50’si bu nedenle kaybedilmektedir.
Enfeksiyon ® Sepsis ® Ağır Sepsis ® Çoklu Organ Yetersizliği
Aşağıda bahsi geçen, enfeksiyonla bağlantılı ve bazen ağır sepsisle sonuçlanabilen durumlar size tanıdık gelebilir:
* Grip ve pnömoni
* İdrar yolu enfeksiyonu
* Menenjit
* Apandisit
* Akut respiratuvar distres sendromu (ARDS)
* Akut akciğer hasarı
* Ciddi kesik ve yanıklar
Doktor bir hastanın ağır sepsisi olduğunu hangi şartlar altında söyleyebilir?
Ağır sepsis kompleks bir hastalıktır. Aşağıda bahsedilen belirtilerin herhangi birinin varlığı hastanın ağır sepsisi olduğu anlamına gelmeyebilir. Ağır sepsisli hastalar bu belirtilerin bir kombinasyonunu gösterirler ve ağır sepsis tanısını koymadan önce doktor bu belirtilerin tümünü inceleyecektir.
Ağır sepsisli hastaların çoğu belirli dışa dönük enfeksiyon belirtileri gösterirler:
* Ateş veya anormal derecede düşük vücut ısısı, özellikle çocuklarda ve yaşlılarda
* Normalden daha hızlı veya daha sığ nefes alma
* Normalden daha hızlı kalp atımı
* Genel halsizlik
Ağır sepsisin dışa dönük diğer belirtileri enfeksiyon tipi ve ilgili organ(lar)a bağlıdır:
* Akciğerler - sığ nefes alma, kısa nefes alma, öksürükle pas benzeri mukus çıkartılması
* İdrar yolu - ağrılı idrara çıkma, idrarda bulanıklık, yan ağrısı
* Beyin/ omurilik - konfüzyon, şiddetli baş ağrısı, boyun sertliği, gözlerde ışığa karşı hassasiyet
* Karın veya bağırsak - karın ağrısıCilt - kırmızılık ve bazen bir yaranın veya derideki bir açıklığın etrafında cerahat
Doktorlar bir hastanın ağır sepsisi olup olmadığına karar vermek için laboratuvar testleri de kullanabilirler:
* Kan sayımı - çok yüksek veya çok düşük lökosit değerleri hastanın enfeksiyonu olduğu anlamına gelebilir
* Kan veya diğer doku kültürleri - kan, idrar veya diğer vücut sıvılarında “mikrop” varlığı kontrol edilebilir.
* Diğer kan testleri - oksijen düzeyleri, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını kontrol eden laboratuvar değerleri
* Göğüs radyografisi - akciğerlerdeki pnömoni gibi problemleri tespit etmek için
Ağır sepsis tedavisinin hedefleri nelerdir?
Ağır sepsis tedavisinde hedef hastayı hayatta ve iyileşir vaziyette tutmaktır. Sağlık hizmeti ekibi ağır sepsis hastalarını tedavi ederken bu hedeflere ulaşmalarına yardımcı olacak çeşitli yaklaşımlarda bulunurlar.
* Enfeksiyonla veya ağır sepsisi tetikleyen başka bir olayla savaşmak. Enfeksiyonun kaynağından kurtulduktan sonra bazı hastalar ek organ yetersizliği yaşamadan ağır sepsisi atlatabilirler.
* Yetmezlik gösteren organlara çalışmalarına devam etmeleri için yardımcı olmak. Organ desteği direkt olarak sepsisi tedavi etmemesine rağmen, hastanın hayatta kalabilmesi için önemlidir.
* Vücudun enfeksiyona verdiği “aşırı reaksiyonu” durdurmak.
* Hastanın rahat olmasını ve ağrı duymamasını temin etmek.
Ağır sepsis nasıl tedavi edilir?
Enfeksiyonla savaşa yardımcı olmaları için antibiyotikler verilir. Enfeksiyonun tipine bağlı olarak farklı antibiyotikler kullanılır. Hastaların yetmezlik gösteren organlara destek olarak ek tedaviye de ihtiyaçları vardır. Örneğin, kan basıncı düşük olan ağır sepsisli hastalara bu durumu düzeltmek için genellikle IV (damar içi) sıvı verilir. Eğer bu tedaviyle kan basıncı yükselmezse, hastalar “septik şok” olarak bilinen bir durum gösterebilirler. Bu hastaların durumu çok ağırdır ve ölüm riskleri daha yüksektir. Bu hastalarda kan basıncını yükselten (vazopresör) ilaçlar kullanılır.
Antibiyotiklere ek olarak sıklıkla uygulanan tedaviler şunları kapsar:
* IV (intravenöz) sıvı tedavisi - kan basıncını yükseltmeye yardımcı olmak da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle verilir
* Vazopresörler - Eğer sıvılar kan basıncının yükseltilmesinde yeterli olmazsa bu ilaçlar verilebilir
* Organ fonksiyonunu destekleyen makineler - nefes almayı sağlayan makineler (ventilatörler) ve diyaliz makineleri (böbrekler için filtrasyon yapar) bunlara ait iki örnektir.
* Hasta yüksek ölüm riski taşıdığında, vücudun ağır sepsisle savaşmasına yardımcı olmak için ağır sepsis tedavisine özel ilaçlar kullanılır. Bunlar vücudun enfeksiyona verdiği sistemik yanıtı veya “aşırı reaksiyonu” hedeflerler.
Diğer tedavi tipleri şunları kapsayabilir:
* Beslenme tüpü - burundan mideye doğru yerleştirilen bir tüp aracılığıyla özel besinler verilir
* Ağrı tedavisi/sedatifler - hastalara ağrılarında veya uyumalarına yardımcı olur
* Kateterler - bu özel tüpler vücuttan sıvıların çıkışına yardımcı olur
* IV (intravenöz) yol - ilacın kan dolaşımına taşınması için damar içine yerleştirilir
İdrar yolu enfeksiyonlarına dikkat!
Kış mevsimiyle birlikte havaların soğumasına bağlı olarak, hastanelere idrar yolu iltihabı yakınmasıyla gelen hasta sayısı artıyor
İdrar yolu iltihabını kolaylaştıran faktörlerden biri hiç kuşkusuz soğuk. Soğuğun idrar yolları üzerinde nasıl bir etki yarattığının yanıtı tam olarak bilinmesede debu konu üzerindeki çalışmalar devam ediyor.
İdrar yolu enfeksiyonları aslında kolay tedavi edilebilen hastalıklar olmasına karşın, ihmal edildiğinde sonraki tedaviyi güçleştirebilmekte. Kişinin hayat kalitesini bozan ve ağrıya yol açan idrar yolu enfeksiyonlarında hasta, idrar yaparken yanma, 2 saatten daha yakın aralıklarla idrara çıkma, kesik kesik işeme, ani işeme hissi ile sık sık idrarı varmış gibi hissetme, tuvalete gittiğinde ise sadece birkaç damla idrar yapma, kötü kokulu idrar yapma ve bazen de idrarda kan görme yakınmalarıyla doktora başvuruyor. Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji uzmanı Op. Dr. Aslan Demir’in verdiği bilgiye göre, idrar yolu enfeksiyonları her zaman mikrobik olmayabiliyor. Soğuk, idrar yollarında bir tahrişe neden olduğundan, bu tahriş mikrobik idrar yolu enfeksiyonuna yatkınlığa neden oluyor.
Her zaman mikrobik değil
İdrar yapma sıkıntılarının altında herzaman bir mikrop yatmayabilir. İdrar torbasının tahriş olması sonucu da benzer belirtiler gözlenebiliyor. Op. Dr. Demir’in verdiği bilgiye göre, idrar torbasının ve idrar kanallarının içerisinde jel niteliğinde glikozaminoglukan denilen koruyucu bir tabaka bulunuyor. Bu tabaka adeta idrarın idrar torbasıyla olan temasını engelliyor. Böylece idrar, idrar torbasının duvarıyla direkt temasa geçmediği için idrar, idrar torbasına herhangi bir zarar vermeden bir süre bekleyebiliyor. Glikozaminoglukan tabakasının fonksiyonu çok önemli. Bu tabakada bozulma olmaması gerekiyor.
Soğuk nasıl etki ediyor?
Op. Dr. Aslan Demir, soğukta meydana gelen değişim konusunda ise şunları anlatıyor: “Tam olarak tanımlanamasa da soğuklarla birlikte bir takım değişiklikler meydana geliyor. Soğuk idrar torbasını tahriş ederek, idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlığını artırıyor. Kişinin özellikle soğuk havalarda kronik bir soğuğa maruz kalması -örneğin her gün yarım saat soğuk havada işe gitmesi gibi- ya da herhangi bir sebeple uzun bir süre soğuğa maruz kalma durumunda da bu tabakada bir takım bozulmalar olabilir.
Op. Dr. Demir idrar yolu enfeksiyonlarında günlük sıvı alım miktarının da çok önemli olduğunu belirterek, “Günlük sıvı miktarını yeterince almayan kişilerin idrar yolu enfeksiyonu geçirme riski daha fazla görülüyor. Çünkü sıvı alınmadığı zaman idrar konsantrasyonu daha fazla olduğu için, idrarın idrar kanallarındaki kimyasal etkisi de daha fazla oluyor. Mikrop olsun ya da olmasın tahriş olduğu için tıpkı idrar yolu enfeksiyonu varmış gibi belirtiler ortaya çıkıyor” diyor.
Koruma amaçlı neler yapılabilir
• Her iki cins açısından günlük sıvı alımının 2 litreden az olmamaSI
• Tahriş gücü yüksek ekşi ve acı gıdalardan uzak durmalı
• Özellikle soğuk havalarda özellikle ayaklar olmak üzere vücudun genel olarak sıcak tutulmasına özen gösterilmeli
• Önden arkaya doğru tuvalet temizliği yapılmalı.
• kabızlık eğer varsa giderilmesi
Belirtileri
• Sık sık ve azar azar idrara çıkma
• İdrar yaparken yanma
• Kasık ağrısı
• Kötü kokulu idrar
• Bulanık idrar
• Kanlı idrar
• Ateş
• Böğür ağrısı
Kış mevsimiyle birlikte havaların soğumasına bağlı olarak, hastanelere idrar yolu iltihabı yakınmasıyla gelen hasta sayısı artıyor
İdrar yolu iltihabını kolaylaştıran faktörlerden biri hiç kuşkusuz soğuk. Soğuğun idrar yolları üzerinde nasıl bir etki yarattığının yanıtı tam olarak bilinmesede debu konu üzerindeki çalışmalar devam ediyor.
İdrar yolu enfeksiyonları aslında kolay tedavi edilebilen hastalıklar olmasına karşın, ihmal edildiğinde sonraki tedaviyi güçleştirebilmekte. Kişinin hayat kalitesini bozan ve ağrıya yol açan idrar yolu enfeksiyonlarında hasta, idrar yaparken yanma, 2 saatten daha yakın aralıklarla idrara çıkma, kesik kesik işeme, ani işeme hissi ile sık sık idrarı varmış gibi hissetme, tuvalete gittiğinde ise sadece birkaç damla idrar yapma, kötü kokulu idrar yapma ve bazen de idrarda kan görme yakınmalarıyla doktora başvuruyor. Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji uzmanı Op. Dr. Aslan Demir’in verdiği bilgiye göre, idrar yolu enfeksiyonları her zaman mikrobik olmayabiliyor. Soğuk, idrar yollarında bir tahrişe neden olduğundan, bu tahriş mikrobik idrar yolu enfeksiyonuna yatkınlığa neden oluyor.
Her zaman mikrobik değil
İdrar yapma sıkıntılarının altında herzaman bir mikrop yatmayabilir. İdrar torbasının tahriş olması sonucu da benzer belirtiler gözlenebiliyor. Op. Dr. Demir’in verdiği bilgiye göre, idrar torbasının ve idrar kanallarının içerisinde jel niteliğinde glikozaminoglukan denilen koruyucu bir tabaka bulunuyor. Bu tabaka adeta idrarın idrar torbasıyla olan temasını engelliyor. Böylece idrar, idrar torbasının duvarıyla direkt temasa geçmediği için idrar, idrar torbasına herhangi bir zarar vermeden bir süre bekleyebiliyor. Glikozaminoglukan tabakasının fonksiyonu çok önemli. Bu tabakada bozulma olmaması gerekiyor.
Soğuk nasıl etki ediyor?
Op. Dr. Aslan Demir, soğukta meydana gelen değişim konusunda ise şunları anlatıyor: “Tam olarak tanımlanamasa da soğuklarla birlikte bir takım değişiklikler meydana geliyor. Soğuk idrar torbasını tahriş ederek, idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlığını artırıyor. Kişinin özellikle soğuk havalarda kronik bir soğuğa maruz kalması -örneğin her gün yarım saat soğuk havada işe gitmesi gibi- ya da herhangi bir sebeple uzun bir süre soğuğa maruz kalma durumunda da bu tabakada bir takım bozulmalar olabilir.
Op. Dr. Demir idrar yolu enfeksiyonlarında günlük sıvı alım miktarının da çok önemli olduğunu belirterek, “Günlük sıvı miktarını yeterince almayan kişilerin idrar yolu enfeksiyonu geçirme riski daha fazla görülüyor. Çünkü sıvı alınmadığı zaman idrar konsantrasyonu daha fazla olduğu için, idrarın idrar kanallarındaki kimyasal etkisi de daha fazla oluyor. Mikrop olsun ya da olmasın tahriş olduğu için tıpkı idrar yolu enfeksiyonu varmış gibi belirtiler ortaya çıkıyor” diyor.
Koruma amaçlı neler yapılabilir
• Her iki cins açısından günlük sıvı alımının 2 litreden az olmamaSI
• Tahriş gücü yüksek ekşi ve acı gıdalardan uzak durmalı
• Özellikle soğuk havalarda özellikle ayaklar olmak üzere vücudun genel olarak sıcak tutulmasına özen gösterilmeli
• Önden arkaya doğru tuvalet temizliği yapılmalı.
• kabızlık eğer varsa giderilmesi
Belirtileri
• Sık sık ve azar azar idrara çıkma
• İdrar yaparken yanma
• Kasık ağrısı
• Kötü kokulu idrar
• Bulanık idrar
• Kanlı idrar
• Ateş
• Böğür ağrısı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
You can replace this text by going to "Layout" and then "Page Elements" section. Edit " About "
Popular Posts
-
Vücut Ağırlığının Denetimi Vücut ağırlığı denetimi için; yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivi...
-
Böbreğin Yapısı Ve Görevleri Karın arka duvarında, bel bölgesinin iki yanında her biri ortalama 10 cm boyunda, 150 gram ağırlığında, kur...
-
Sırt Ağrıları ve Sebepleri Anatomi Sırt bölge...
-
Kas Ağrıları Tıp literatüründe miyalaji olarak tanımlanan kas ağrılarının nedeni aşırı ve kası yoran beden hareketleridir. Yorulan k...
-
Kolesterol nedir kolestrol nasıl düşürülür Kolesterol beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm ...
-
İdrar yolu enfeksiyonlarına dikkat! Kış mevsimiyle birlikte havaların soğumasına bağlı olarak, hastanelere idrar yolu iltihabı yakınma...
-
E n Y ararl ı B esinler L istesi İşte en yararlı besinlerin listesi yukaridadır. Bu listede hangi yiyecek neye iyi geliyor görebi...
-
Depresyonda Olup Olmadığımızı Nasıl Anla y abiliriz? Depresyon, toplumun genel sorunu. Çeşitli nedenlerle bugün aramızda pek çok i...
-
Huzursuz Bacak Sendromu Geceleri bacaklarınızın ağrısından duramıyor ve sürekli hareket ettirme ihtiy...
-
SAĞLIKLA İLGİLİ BİLMEDİKLERİMİZ 1. Vücudumuzda 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarlakları bulunmaktadır. Bunları bir yüzey ...